18 Temmuz 2010 Pazar

Cloverfield



“Bu filmi yeni mi izledin?” diyenler olabilir cevabım “evet ne var”. Filmin dvdsi uzun zaman önce geçti elime fakat türkçe çevirisi Canavar olduğu için bi kenara koymuşum, bu tarz yapımlar pek ilgimi çekmez. Ancak bu aşırı sıcak pazar gününde yapacak daha iyi bir şeyim olmadığı için çekmecemin bir köşesinden çıkan bu filme bir şans vereyim istedim.

Yapım yılı 2008, yönetmeni Matt Reeves. Olay Manhattan'da geçiyor, bi yaratık şehre saldırıyor, klasik bi senaryo gibi, yalnız olayı yaşayan gençler bunu kameraya alıyorlar ki burası ilginç bence. Görsel efektlerin çok ilgimi çekmediğini söyleyebilirim. Ancak filmin tamamı bir el kamerasıyla çekiliyor ki bence çok değişik olmuş, benim hoşuma gitti. Bir de Özgürlük Heykeli'nin kellesinin kopması var ki bugüne kadar New York'un başına ne gelirse gelsin hep ayakta kalmıştı o heykel.



Biraz da karakterlerden bahsetmek istiyorum, olayları kameraya alan Hud'u sevmedim, şapşal herif nerde ne konuşacağını bilmeyen bi adam. Tam bir gözlüklü şişman tipi. Esas çocuk Rob çok delikanlıymış, takdir ettim. O hengamede yaşadığından emin bile olmadığı Beth'i yani sevdiği hatunu kurtarmak için kendini tehlikeye attı, helal olsun. Beth de Beth yalnız, o ne güzellik öyle.

Sonuç olarak belki saklamayacağım bu filmi belki bir daha izlemeyeceğim ama iyi vakit geçirdim diyebilirim.

3 yorum:

Güray dedi ki...

Sinemada izlemesi gereken filmlerden biri bence..Bu tarz bol efektli filmlerde ses ve görüntü çok önemli.Özellikle bu filmde kullanılan el kamerası efekti gerçekliği daha iyi yansıtıyor bir noktadan sonra baş ağrısı bile yaratabiliyor..

sercanorhan dedi ki...

sinemaya gönül vermiş bir insan, değerli yorumların için teşekkür ederim.. evet, el kamerası tekniği perdede daha hoş olabilirdi, fakat filmin efektler üzerine kurulduğunu düşünmüyorum sen ne diyorsun buna?

Güray dedi ki...

Ne demek efendim nacizane düşüncelerimi paylaşıyorum..maksat sanat üstüne düşünmek ve konuşmak:)Her türlü girişim desteklenmeli..

Evet film salt efektler ustune kurulu değil.el kamerasının yaratmıs oldugu dogal etkıden bahsedıyorum..onlar kosunca sen de kosuyormussun gıbı geliyor sallantıdan..